uzak tutmak/kalmak/durmak, …'den koru(n)mak, …'e karış(tır)mamak.
I hope you'll keep (him) out of danger while I'm away.
keep someone out of his rights: birini hakkından mahrum etmek.
keep out of quarrel: kavgadan uzak durmak, kavgaya karışmamak.
Fiil
tehlikeden uzak durmak
Fiil
borç yapmaktan çekinmek
Fiil
birisinin parasını yemek
Fiil
bir şeyden kesinlikle uzak durmak
Fiil
bir sendikayı işletmesinden uzak tutmak
Fiil
sendikayı işletmesinden uzak tutmak
Fiil
gözünden kaçırmamak, gözünü açmak, gözünü üzerinden ayırmamak, uyanık/müteyakkız bulunmak.
azar azar ödemede bulunmaya devam etmek
Fiil
birini kötülüğe karşı korumak
Fiil
birini paradan yoksun bırakmak
Fiil
birini parasız bırakmak
Fiil
birini birşeyin dışında tutmak
Fiil